DEPREM NEDENİYLE İDARENİN/ DEVLETİN SORUMLULUĞU DEPREM SONRASI YÜKÜMLÜLÜKLER
15.07.2018’de yayımlanan 4 no’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre depremde hasar gören yapılar nedeniyle enkaz altında kalan kişiler için arama kurtarma çalışmaları başta olmak üzere duruma müdahale edilmesi İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Başkanlığına (AFAD) bırakılmıştır. Bu kapsamda devlet yani idare depremden hemen sonra gerekli arama kurtarma faaliyetlerini yerine getirmeli, yeteri sayıda ekip ve teçhizatla müdahale etmeli, göçükte gerekli önlemleri almalı, zararın artmasını engellemeli, kurtarma faaliyetlerinden sonra sağlık hizmetini de yaralı vatandaşlara sunmalıdır. İdarenin yerine getirmekle yükümlü olduğu bu hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi idarenin bu pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemesi anlamına gelmekte olup hizmet kusurunu gündeme getirecektir. Bu durumda idare oluşan zararlardan sorumlu olup idare mahkemelerinde tam yargı davası açılabilir.
Bu kapsamda açılacak davalarda zararın yani ölüm veya yaralama olayının arama kurtarma faaliyetinin gereği gibi yürütülmemesinden kaynaklı olduğunun davacı tarafından somut delillerle ispatlanması gerekmektedir.
Bu yöndeki emsal Danıştay kararları aşağıda sunulmuştur.
“Dava, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde yakınları vefat eden davacının kurtarma faaliyetlerinin yetersiz kalması dolayısıyla söz konusu hizmetin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle ölüm olayının idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı ileri sürülerek 8.000.000.000 TL (8.000. YTL) manevi tazminatın 17.8.1999 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır. … Her ne kadar davacı tarafından, arama ve kurtarma faaliyetlerinin gereği gibi yürütülmemesi nedeniyle hizmetin kusurlu ve eksik işletilmesi sonucunda yakınlarının vefat ettiği ileri sürülmüş ise de, arama ve kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesini etkileyecek şekilde haberleşme ve ulaşım hizmetlerinde aksaklıkların olması ve depremin, etkilediği coğrafi alanın büyüklüğü, nüfus yoğunluğu ve oluşturduğu hasarın kamu hizmetlerinin deprem sonrası yürütülmesi yönünden arama ve kurtarma faaliyetleri sırasında bu hizmetin gereği gibi işletilememesi nedeniyle doğan zararlardan; ancak, zarar ile idarenin faaliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunun saptanması, bir başka ifadeyle, davacının yakınlarının arama ve kurtarma faaliyetlerinin gereği gibi işletilmemesi sonucunda vefat ettiğinin tespit edilmesi halinde, idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilebilir. Bu halde dahi, idarenin kamu hizmetini yürütürken karşılaştığı güçlükler de dikkate alınarak hükmedilecek tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.” T.C DANIŞTAY 11. Daire Esas: 2003 / 2027 Karar: 2005 / 5962 Karar Tarihi: 19.12.2005
“…Anayasanın 125. maddesinde, idarelerin kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduklarının kurala bağlandığı, kamu idarelerinin yasalarla kendilerine verilen kamu hizmetini gereği gibi yerine getirmek, işleyişini sürekli denetlemek ve gerektiğinde önlem almak zorunda oldukları, kamu hizmetinin geç işlemesi, kötü işlemesi veya hiç işlememesi gibi davranışların hizmet kusuru oluşturduğu, idarenin bu tür hizmet kusuru sayılan davranışlarından doğan zararları tazmin sorumluluğunun bulunduğu…”. D.10.D. Karar Tarihi: 25.02.1998, E. 1996/4292, K. 1998/833;
“Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.” D.10.D. Karar Tarihi: 13.07.2010, E. 2007/6322, K. 2010/5981;
“İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.”D.10.D.,Karar Tarihi: 16.12.2003, E. 2002/7475, K. 2003/5193;
Daha önce yorum yapılmadı.